BLOG
04.01.2022 - Türkmen yazar, şair, araştırmacı Oraz YAĞMUR..“Gözlerim Türkiye’de Açıldı “
Suriyeli Türkmenler

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkmen yazar, şair, araştırmacı
Oraz YAĞMUR..“Gözlerim Türkiye’de Açıldı “
 
 Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ
Doktor - Araştırmacı
 
 
 
 
Oraz YAĞMUR (Yağmurov Orazdurdı), (d. 1947) ,Türkmen yazar, şair, araştırmacı
Ünlü Türkmen yazar, şair, araştırmacı ve Türk dünyasının sevgilisi Oraz Yağmur (Orazdurdi Yağmurov) 
hakkın rahmetine kavuştu 01 Ocak 2022 tarihinden .Rabbim mekânını cennet eylesin.
Değerli Oraz YAĞMUR bizim için yaşayan bir efsaneydi.“ Ankara´da Çankaya köşküne delik ayakkabılı çıkan ilk ýazar“.
Ata vatan Türkmenistan´ın şiirinin ve kültürünün layıkıyla temsil etti.Çalışmaları ile Türk tasavvuflarını, 
Türk şairleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ü Orta Asya dünyasına tanıtmış bir araştırmacı ve yazardır.

 

Yaşamı

 

Oraz YAĞMUR- 1947 yılında tarihi Merv şehrinin Yolöten (Yolgeçen) ilçesinin Ganlıbaş Köyü’nde doğmuştur. İlkokul, ortaokul ve liseyi Merv’de okudu.

Üniversiteyi Aşkabat’ta, Mahdumkulu Üniversitesi’nde bitirdi. Öğrencilik yıllarında kütüphanecilik, traktör şoförlüğü yaptı. Üniversite yıllarında ise ilkokul

öğretmeni olarak çalıştı.Daha sonraki yıllarda devlet memuriyetinde görev aldı. Cumhurbaşkanlığı Sekreterliğine kadar yükseldi.

Oraz YAĞMUR diyor ki ; Ben dalgalara karşı direnmeyi seviyorum. Her bir direniş bana büyük kuvvet veriyor.1989-da, Gorbaçev zamanı “Duman Dağıldığında” isimli bir romanım basıldı.

Mafyanın ve iktidardaki komünist rejimin beraberinde neler yapdıĝını anlatan bu romanım ilk kez 30 bin adet, altı aydan sonra 27 bin adet basıldı ve az zaman içerisinde tamamen hepsi satıldı.

O zamanki 4 milyon nüfuslu Türkmenistan’da 57 bin adet roman satmak inanılmaz bir olay oldu. O kitapların 1600 adetini komünist partiyanın il müdürü olmuş bir kişinin satın alarak yaktıgını-da öğrendim. O kişi romanın kendisi hakkında yazıldığını zan etmiş. Evet o doğru fikir yürütmüş, ama kitap yakması yanlış. Mafya üyelerinden, büyük kürsülerde oturanlardan çok-çok telefon tehditlerine-de maruz kaldım.

Onların hepsine benim cevabım bir oldu: “Ben kendi yapmalı görevimi yaptım.”

İkinci romanı, Türk Dünyasının önde gelen şairlerinden biri olan ünlü Türkmen şairi Mahdumkulu’nu anlatan “Mahdumkuluname” dir.

Üçüncü eseri ise ünlü Türkmen destancısı Gurt Yakup’un hayatını anlatan bir eserdir.

Sovyet döneminde rejimin ideolojisi ile bağdaşmadığı için yasaklanmış olan Karacaoğlan’ın Türkmenistan’da yeniden gündeme gelmesinde 1990 yılında Oraz Yağmur’un “Karacaoğlan’ı Kim Zindandan Çıkarır?” adlı makalesi etkili olmuştur.

 

KARACAOĞLAN KİMİ SEVMİŞ

Karac’oğlan kimi sevmiş?

Çok güzel bir kızı sevmi

Annesi kızdan güzelmiş

Kız annesinden güzelmiş

Gözleri göz değil, kormuş

Dilinden ballar damlarken

Gönüllere közler konmuş.

Kara saçlar Leyla´nınmış.

Bakışları ceylanınmış.

Ak elinde gonca güller

Sessizce naz eder güler

Yerlerde yürür izi yok.

Dünyada bir benzeri yok.

Söz mü güzel, saz mı güzel,

Gül mü güzel, kız mı güzel

Bunu kendi de bilmezmiş.

Yine yazarın 1994’te “Saçların Kara Değil mi?”

ve 2007’de “Kumru Seslim Nerdesin?”

kitapları Karacaoğlan’ın Türkmenistan’da ve Orta Asya’da yakından tanınmasını sağlamıştır.

 

BENİ YALNIZ SANMA

Sevgilim!

Beni yalnız sanma.

Sev, gülüm!

Verdiğin eziyetleri sayma.

Aşkıma sıkma kurşun.

Kendisi kurşun aşkın.

Dar ağacı niye lazım?

Benim boyum ondan uzun.

Uzunların bir kärı var,

Aşka vefadarlığı var.

Kaldırırsam başıma,

Ak bulutlar dokunur saçın’a.

Beni görmezden gelme.

Doyamazsın yaşına.

Sevgilim!

Sev, gülüm!

Şahın alamadığı başım ben.

Sana ömür boyu yoldaşım ben.

Beni yalnız sanma!

Aç gözünü. Allahım var.

Allahtan maşallahım var.

1999 yılında yazarın Atatürk’ün hayatını ve Türk Dünyası için yaptıklarını anlatan “Ben Atatürk” kitabı Orta Asya’da büyük önderin tanınmasında önemli rol oynadı.

 

ŞEHİTLER UYANDI

Heey millet!

Kemiklerin daĝ oldu,

Kan akıp ırmaĝ oldu.

Uyan! Uyan!

Ele silah aldı uyanarak o şehit.

Sen kalacak mısın sadece şahit?!

Babam Seyit son nefeste

Çanakkale’de

Topa mermi sürmüştü.

Dedem ağır gemileri

Karadan yürütmüştü.

Atalarmız öğünürdü;

“Düşmanım büyük” diye.

Bak, ey Türk!

Bak, bu talihsizliĝe:

Düşmanın uşak oldu.

Harami, eşkiya, bebek katili

Ayaĝa tuzak oldu.

Heeey millet!

Kapıda zillet!

Kemiklerin daĝ oldu,

Kan akıp ırmaĝ oldu.

Ele silah aldı uyanarak o şehit.

Sen kalacak mısın sadece şahit?!

 

Türkiye’yi Türkmenistan’da tanıtmak, sevdirmek benim baş amacım oldu. “Köseye her kes bir kıl verirse sakgallı olur” diyorlar-ya.

Oraz Yağmur’un hazırladığı Mevlana’yı anlatan “Olduğun Gibi Görün”, Yunus Emre’yi tanıtan “Sevelim Sevilelim”, İbrahim Ethem Hazretleri’ni tanıtan bir kitap; ayrıca” Hacı Bektaş Veli”, “Türk Dünyasının Şiir Antolojisi” yayınlanmış çalışmalarıdır.” “Bozkurdun Balaları” adlı eseri ise Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmet Yılmaz Çetin’in destekleriyle yayınlanmıştır.

Ayrıca Niyazi Yıldırım Genç Osmanoğlu’ nun Şiirlerinden Seçmeler” baskıya hazır durumdadır.

Türk Dünyası kültür köprüsünün güçlenmesi için, Aşkabat’ta Mehmet Akif Ersoy, Karacaoğlan, Mevlana, Yunus Emre ve Atatürk adına anma günleri organize etti. Türk şairlerinden başka da şairlerin şiirlerini Türkmen Türkçesine aktardı.

Oraz Yağmur Türkiye’de, KKTC’de, Azerbaycan’da, Kazakistan’da, Özbekistan’da ve İran’da yapılan çeşitli kongre, sempozyum ve konferanslara bildirileriyle katıldı. Aynı ülkelerde yayınlanan gazete ve dergilerde makaleleri yayınlanmaktadır.

Ayrıca duygulandığı zamanlarda şiirler de yazan Oraz Yağmur bu şiirlerini de Türk Dünyasının değişik ülkelerindeki gazete ve dergilere göndermektedir. Azerbaycan’da yayınlanan “Karabağ’lı Annenin Ağıtı”, Özbekistan’da yayınlanan “Değirmen Taşı” adlı şiir kitapları da vardır.

 

KARABAĞLI ANNENİN AĞITI

Karabağlı şair dostum Adil Camilin annesine

Ay, balaam! Vah, balaam!

Karabağın suyundan içmek cana lezzetti.

Tandırların tüstüsü bulutlara eziyetti.

Güneş sisten çıkanda,

Yapraklar alkışlayanda…

Horoz sesi gelirdi.

Yürekleri delirdi.

Va-ah, vah!

Karabağ’a gidebilirim,

Evimi, bakcamı görebilirim

Ay, bala-am!

Karabağ’ı görmeden ölebilirim,

Özümden ben on kez geçiräm,

Karabağdan geçäbilmiräm.

Allah beni hanım yaratmış,

Baht payımı yarım yaratmış,

Karabağda düşman görürsäm,

Gözlärim yumulmaz ölürsäm.

Başa düşürsän balaaam?!

Düşman bize tokundu,

Gözüm yaşı tükendi.

Karabağda şehit olacayam!

Kuşlar yiyen ceset olacayam!

Ben şehit olmadan öläbilmiräm.

Karabag görmädän öläbilmiräm.

Ay balaam! Vah, balaam!!!

 

Türk Dünyasına üstün hizmetlerinden dolayı 1999 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından liyakat ödülüne layık görülmüştür. Bu büyük ödül, Türk Dünyasında sadece Bahtiyar Vahapzade, Cengiz Aytmatov ve Oraz Yağmur’a verilmiştir. 2005 yılında Tarsus Belediyesi’nce beş altınla ödüllendirilmiş, 2008 yılında” Türk Kültürüne Hizmet” ödülüyle, 2009 yılında da “ Türkiye Yazarlar Birliği Büyük Ödülü”yle taltif edilmiştir. Oraz Yağmur dört kız, iki erkek çocuk babasıdır.

Aşkabat’ta Türkiye ve Türk sevdalısı bir mahzun adam var.

Eskiden o mutlu, o mahzunluk öncesi günlerinde yaşı sorulduğunda; “Ben Türkiye’ye gidip geldiğim yaştayım.” derdi kıvanarak… Özel sohbetlerimizden birinde sormuştum kaç defa gidip geldiğini, altmış üç demişti en son. Ve diyordu ki yazılarında da belirttiği gibi; “Benim gözüm Türkiye’de açıldı.

Biz Türkmen’in kim, Türk’ün kim, Türk Dünyası’nın ne olduğunu orada öğrendik. Daha önce (kendi ifadesiyle) kimliğimizi bilmiyormuşuz.”

Türkiye denildiğinde gözü yaşlanan, Türk Dünyası denilince birden canlanan bu adam, bugünlerde Türkiye’ye gelemiyor…

Sebebini kendisinin de bilmediği bir yasak uygulanıyor kendisine ve Türkiye’ye gelemiyor…

Şöyle diyor bir yazısında;

 

AL BENİM YÜREĜIMİ, TÜRKİYEM!

Dünyamın başkenti Türkiye’m!

Toprakların, atalarımızın kemiğinden oluştu.

Şehitlerin kanlarıyla bayrağın boyanmış, toprağın sulanmıştır.

Bütün yollar sana çıkıyor, bütün yollar senden geliyor, Türkiyem! Tanrı’nın yarattıĝı kudretli daĝlar, cennet gibi denizler sendedir. Güzel duygularla dolu o deli rüzgärlar ve bitip tükenmeyen yaĝmurların, karların gönülleri temizler.

Topraĝın sürme gibi göze sürülse, kör gözler bile açılır, Türkiyem!

Dünyaya sıĝmayanlar sana sıĝındı.

En büyük, en güzel düşünceler her zaman sende oluştu.

Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş gibi abide şahsiyetlerin var.

Kahraman olmaya hazır olan bütün insanlarının yürekleri “Vatan-vatan” diye atmaktadır, Türkiyem!

Sen bugün de dünyayı fethetmeye devam ediyorsun.

Önceleri Sultan Alp Arslan’lar, Fatih Mehmet’lerle; şimdiler de Mehmet Akif, Aşık Veysel, Neşet Ertaş’larla.

Ay yıldızlı bayraĝın büyük Atatürk’ün elindedir, Türkiyem!

Dünya durdukça sen de duracaksın. Geçmiş ve gelecek senindir.

Unutmayın!

Dünya halkları iki bölümdür: Türkiye’yi görenler ve görmeyenler.

Kalbi olanın seni sevmemesi mümkün mü, Türkiyem!

Doĝarsam, sende doĝsam Türkiyem!

Ölürsem, sende ölsem, Türkiyem!

Al benim yüreĝimi!

Bir avuç kadar olsa da sana toprak olsun Türkiyem!!!

 

Görüldüğü gibi, yazar Türkiye’yi yüreğinden gelen sonsuz bir aşkla sevmektedir.

Türkiye’mizdeki bitimsiz güzellikleri fark eden yazar, doğal güzelliklerin, iklimin ve tarihin yanında kültürü ve dünya görüşünü de anmaktadır. Bu satırları okuyunca insan; “O mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler!” meşhur kelam-ı kibarını hatırlamaktadır.

“Susmak İmkansız” adlı şiirinde, tüm baskılara rağmen vatan ve milletle ilgili konularda susmak niyetinde olmadığını haykırmaktadır adeta;

 

SUSMAK IMKANSIZ

Sus diyorsun.

Sözkonusu olunca millet ve vatan

Susmuşa derler: vatanı satan.

Susamam!!

Susmak:

Mertlerin kurşunlanması,

Milletin kuşkulanması,

Şelalenin tersine akması,,

Kan basıncın sıfıra düşmesi,

Hayının başa geçmesi,

Fikirlerin çürümesi,

Bugday ekip arpa biçilmesi,

Siyaha beyaz,

Kara kışa yaz

Denmesi,

Rüzgarın donması,

Hüzünün dogması,

Felaketin bize dönmesi,

Gerçek diye serab gösterilmesi,

Insan oglu denen Zatın,

Affedersiniz,

Hay artı van a benzemesi.

Yine sus diyorsun,

Susmak imkansız.

Bilgili ve bilinçli bir Türk Dünyası sevdalısı olduğunu da şu şiirinden anlamamız mümkündür onun:

 

“CANIM TÜRK DÜNYASINDA

Bir ocakta ısınmış,

Bir birliğe sığınmış,

Canım Türk Dünyasında.

Dilde, işte, fikirde

Bir olursak biz varız,

Dostça kardeş yaşarız.

Kerkük gözlerim benim,

Kıbrıs’tır gönlüm benim.

Bölüm bölüm Balkan’da

Evlat var aynı kanda .

Selam Özbeklerime,

Can canım Azerime.

Elmasım var Yakut’ta,

Çuvaş, Hakas, Başkurt’ta

Tatar’da övgülerim,

Kazak’tadır ciğerim.

Kırgız’a öpücüğüm,

Kuman’ım ve Kumuk’um.

Aziz Karakalpak’ım,

Nogay’ım, Gagauz’um,

Onlardır gerçek özüm.

Balkar’ım, Karaçay’ım

Uygur’um hem Altay’ım,

Hepsi de altı ayım.

Ruhum benim Türkmen’de,

Tüm kalbim Türkiye’de,

Canım Türk Dünyası’nda.

Dilde, işte, fikirde

Bir olursak biz varız,

Dostça kardeş yaşarız…”

 

DÜNYADAKİ TÜRKLERE MEKTUP

Hoşlukdur boşluğu öldüren

Hoş olalım.

Coşalım.

Hiç hiç ayrı koşmayalım.

Sen orada olsanda,

Ben burada olsamda,

Bizim birliğimiz var.

Bir ocağın ateşiyiz.

Biz ateş yiyeriz.

Beraberce yanarız.

Yanmazsak kül oluruz.

Benzimiz esmer, beyaz,

Gözler çekik ya açık,

Mavi yada karcaşık,

Boylar uzun kısaca.

Bunlar aldatmaca,

Farklar dışımızdadır.

Asil şeklimiz

Kanımızdadır.

 

Gerek nesirlerinde, gerekse şiirlerinde görüldüğü üzere, yüreği yeryüzündeki tüm Türklerin birliğinden yana olan Oraz Yağmur, Türk Dünyasını birleştirme çabalarına katkı sağlamak amacıyla kaleme aldığı “Canım Türk Dünyasında” adlı şiirinde, Türklerin yaşadığı yerler ve özellikleri, Türk boyları konusunda oldukça kapsamlı ve derin bilgi sahibidir. Yani, tüm Türk Dünyası için önemli bir değer olan Oraz Yağmur’un bu durumda olması her Türk milliyetçisinin olması gerektiği gibi bizim de içimizi acıtıyor…

 

KİMLİK

 

Hey,he-ey ağalar,beyler!

Allah-u ekber deyenler!

Dinimiz Muhammetlidir.

Dillerimiz hikmetlidir.

Milletimiz asıllıdır.

Törelermiz Yasalıdır.

Alp kahraman Arslanlıdır.

Zaferlimiz Osmanlıdır.

Fatihlermiz cesurludur.

Düşmanlarmız kusurludur.

Aşıklarmız Karacoglan

Benli kızlar yürek daglan

Yolumuz Atatürklüdür

Gönüllermiz türkülüdür

Rehberimiz yabancıdır

Zenginlermiz Sabancıdır

Fukaramız Şairmizdir.

Oraz Yağmur fakirmizdir.

 

Ama 1990-da Adana’ya Karacaoĝlanın kongresine davet edildiğimde gözlerim açıldı diyor Oraz YAĞMUR .

Bu Türkiye ilk ziyaretini şöyle anlatıyor yazarımız;

Benim gözlerimi Türkiye açldı diyebilirim. O zamanlar Moskova´dan izin alırdık ve oradan Ankara’ya uçmalıydık. Bizi uğurlayan, Sovyet Yazarlar birliğinin elemanı “Türkiye açlık çekiyor, ekmek alınız” dedi. Ben iki büyük çantayı ekmekten doldurdum.

Türkiyeli aç kardeşlerime ekmek dağıtmaktan alacak mutluluğumu içimden his ediyordum. Keşke başka bir ỳol bulup, daha çok ekmek götürseydim. O kişi hediỳe olarak Kremlin ve Lenin´in resimli sellofon poşetleri almayı-da tavsiye etdi.Iki çanta ekmeği ve diĝer hediyeleri zor götürerek Ankara’da uçaktan indim.

Gümrükçüler bir ekmeğe, bir bana baktılar, sonra-da her bir ekmeği ikiye bölerek içine baktılar. Hiç bir şey bulmadılar ve yine benim yüzüme sorulu baktılar. Ben: “Her halde onlar-da ekmek istiyorlar” diye “Sizde bir-iki ekmek alabilirsiniz” dedim. Dedim, ama onların açlık çektikleri yüzlerinden hiç belirmiyordu. “Elbet gümrükçü aç olmaz.”

Beni hemen Adana’ya uğurladılar. O zamanki otobüslerin salonundan çıkmış olan tütün dumanı dünyayı karalatıyordu.

Beni otobüsün son kürsülerinin birine oturttular. İnanın ki, duman derdinden şoförü görmek çok zordu. “Ekmek bulunmadığı için bunlar sigara çok içiyorlar” diye zan ettim. Adana´da otele gelişte ve girişte ekmek dilencilerine rastlamadım. Beni hemen yemeğe götürdüler. Orada her şey var, yiyecekler bol-bol.

“Elbet beş yıldızlı otelde bolluk olur.” Bana rehberlik yapan genç arkadaşa yumuşak sesle: “Kardeşim, ben çok getire bilmedim, ama iki büyük çanta dolu ekmek getirdim. Onları aç kişilere nasıl dağıta biliriz?” diye söyledim. Arkadaş gözlerini parlatarak “Anlamadım” dedi. Ben soruyu tekrarladım. “Neden ekmek getirdiniz?” “Valla et, şeker çıkarmak yasak olduğu için ekmek getirmek zorunda kaldım.” Arkadaş durumu anlamadı. Tekrar sormaya da utandı.

Odaya dönüşte temizlikçi bir hanıma rastladım ve ona: “Size ekmek vermek istiyorum” dediğimde: “Hayır-hayır, lazımlığı yok, teşekkür ederim” dedi. “Beni yabancı sandı, onun için ekmek almak istemedi.”

Biraz sonra odaya rehberim geldi ve ekmek konusunu ayrıca aydınlığa çıkarmak istedi. Ben olayı anlattığımda o güldü. Anlaştıktan sonra iki çanta ekmeği israf etmemek için uzak uğraştık.

Sovyetler birliğinden ilk Türkmen gelmiş haberini işiten Adanalılar otele akın ettiler. Herkes evine köyüne götürmek istiyor. Vedalaştığımızda ben onlara Kremlin ve Lenin resimli poşet hediye ettim. Onlar isteksiz alıyorlar ve yüzlerinden gülümseme yitiyor. Bunun nedenini İrfan beyden sorduğumda gülümsedi. “Burası Türk yurdu. Biz Lenin´i sevmeyiz. En iyisi bu poşetleri gösterme.”

Gerçekten de gözlerim Türkiye’de açıldı.

 

* * *

Çanakkale 18 Mart Üniversitesinin eski rektörü, bizim sevgili aksakalımız Abdurrahman Güzel beni kahraman Çanakkale’ye davet etdi. Çanakkale savaşlarının olduğu toprakları gördüğümde yüreğim yerinden oynadı. Orası toprak deĝil. O şehitlerin kemiklerinden üretilmiş insan kanlarıyla sulanmış mukaddeslik. O mukaddesliĝin başında büyük Atatürk duruyor.

Ben Atatürk’ü anlatan “Ben Atatürk” kitabımı orada yazmaya başladım. Yazdım, tamamladım, sonra dervişe döndüm: çok kişiyi, kurumları, vakıfları rahatsız ettim. Kitabı bastırmaya imkan aradım. Benden para isteyenler de oldu. “Param olsaydı, ben dilenci gibi kapı çalarmaydım.

Hemen bastırırdım. Atatürk’ün kahramanlığını Türkmenistanlıların hemen bilmesini, duymasını, görmesini istiyordum. Ama… Ama…” En sonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin Aşkabat Büyükelçiliğine baş vurdum. “Atatürk’ü seviyorlarsa kitabın basılmasına yardımcı olurlar.” Ama yanılmışım. Beni şirin sözlerle beslediler. Üç senelik dervişlik beni yordu. Doğrusu umudum çok incelmişti. Kitabım masraflı, kalın kitapta değildi. Atatürk hakkında olduğu için telif hakkında istemiyordum. “Fukaralığa alışmıştık.”

Günlerde bir gün eğitim müşaviri sayın Mustafa Turan evime telefon açtı. Ben onu tanımıyordum. “Sayın Oraz Yaĝmur, siz Atatürk hakkında kitap yazmış diye duydum. Bu güne kadar basılmamış olmasına üzüldüm. Ben başarırsam, bastırırım. Ama sen kaç para istiyorsun?” dedi. “Bana para lazımlığı yok. Kitap basılırsa o yeter.” Ama o kişinin de bastırabileceğine inanmıyordum.

Mustafa bey yazılı CD’yi aldı ve yaklaşık on-on beş günden telefon açtı. “Kutluyorum. Eski bakan Köksal Toptan bey kitabı kabul buyurdular ve basmak kararı verdiler.” Ama kaç aylar geçti, kitap gelmedi. Mustafa bey görev süresi tamamlayarak Türkiye’ye döndü, kitap gelmedi. “Ben yine unutuldum.”

Böyle durumdayken Aşkabat Büyükelçisinin ikinci kâtibi beni makamına çağırdı. Ben vardığımda o kişi elimi sıkarak: “Kutluyorum, kutluyorum Oraz bey! Siz Türkiye-Türkmenistan için büyük hizmetlerinizden ötürü Türkiye Cumhurbaşkanının Liyakat ödülüne layik görülmüşsünüz. Bu ödül Orta Asya’da ilk kez size veriliyor. Türk Dünyasında önce Azerbaycanlı Bahtiyar Vahabzade ödüllendirilmiştir. Sizi sayın Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel davet ediyor.” Dedi.

-En iyisi madalyayı bana göndersinler, ben gitmek istemiyorum.

Diplomat bu cevabıma şaşırdı.

-Neden Oraz bey? –O beni ikna etmeye uğraştı. Ama başarmadı. Benim Türkiye’ye gitmememin nedeni-bende normal ayakkabı yoktu. Sol tarafının altı uzun delikli, çoktan eskimiş, 46 ölçülü bot giyerek Çankaya köşküne varmak zordu. Bende yeni ayakkabı için para yoktu, para bulunursa da 46 ölçülü ayakkabı bulmak imkansızdı. Bunu şık giysili diplomata anlatamam ki. Ama üç günden sonra dostlarım beni ikna ettiler. Gidiyorum, iğne üzerinde yürüyerek gidiyorum. Her yerde, her saniyede benim altı delik botuma bakıyorlar. Çankaya köşkünde büyük salonda millet vekilleri, bakanlar, basın mensupları-hepsi bana bakıyor.

Yanıldım, bana değil, altı delik botuma bakıyor. Beni ilk sıranın ortalarında oturttular. Yanımda bir sandalye boş duruyordu. Karşımdan Süleyman Demirel geldi. Benimle selamlaştıktan sonra yanımda oturdu. Ben kendi botumu içe çekerek onun parlak ayakkabısına baktım. “Yazarların Cumhurbaşkanlarından tek farkı-yazarların delik ayakkabılı olmalarıdır. ”Beni sahneye davet ettiklerinde ayaklarımı kaldırmadan yürüdüm.

Tören tamamlandıktan bana rehberlik yapan arkadaşa: “Şimdi nereye gidiyoruz” dediğimde o kişi gülümseyerek: “Çarşıya. Ayakkabı almaya.” dedi. “Görmeziz şeyleri görüyorsun.” “Görmezlik mümkün değil. Hem 46, delikte büyük.”

Dolayısıyla, Çankaya köşküne delik ayakkabılı çıkan ilk ýazar ben oldum.

Ödül aldığıma beğendim mi ya fukaralığıma acıdım mı? Bunu bu güne kadar da bilemiyorum.

Kısacası Oraz Yağmur büyük Türk Dünyasının en önemli aydınlarından büyük bir romancı, araştırmacı bir yazar, idealist Turancı bir şair, hoş sohbet bir gönül adamı ve entelektüel aksakallarımızdan biridir.

Bu konularda maalesef edebiyat ve kültür adamlarımıza hayatta iken değer vermede genellikle geç kalıyoruz.

Yüreği Türklük aşkıyla atan, yazar, şair ve araştırmacı, Türkmenistanlı Oraz Yağmur, Karacaoğlan, Mahtumkulu, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre başta

olmak üzere Türk edebiyatının önemli yazarlarından olan Oraz Yağmur vefat etti 01 Ocak 2022 tarihinde.

 

Türk dünyasının başı sağ olsun.

Allah rahmet eylesin.

 

kaynaklar

https://ozanorazyagmur.blogspot.com/

*Türk Dünyası Bilgi Arşivi

 

 


DİĞER FAALİYETLER
Suriyeli Türkmenler 10.02.2024 المكوّن التركماني في المشرق العربي بلا حقوق
               

Suriyeli Türkmenler 17.01.2024 من قبائل الأوغوز: بيكديلي/بي ديلي/بجدله
                  من قبا

Suriyeli Türkmenler 17.01.2024 Bozgeyikli Dede Kimdir
                Bozgeyikli Dede Kimdir;   Asıl adı Yusuf Nurani Bozgeyik 1250(?)-1450(?) yılları

Suriyeli Türkmenler 09.08.2023 Oğuz /Türkmen Oymaklarının Listeleri
            Oğuz /Türkmen Oymaklarının Listeleri   Bu listelerdeki isimler Türkmen oymaklarının serüvenini daha iyi anlamak için gereklidir. Kayseri bölgesindeki Türkmen oymaklarını anlayabilmek için başta Maraş, Sivas, Yozgat ve Adana olma

Suriyeli Türkmenler 09.08.2023 Unutulan Filistin Oğuz Türkmenleri Dünü ve Bugünü yerleşim yerlerinin tarihî altyapısı.
                  Unutulan Filistin Oğuz Türkmenleri Dünü ve Bugünü yerleşim yerlerinin tarihî altyapısı.     &nb

Suriyeli Türkmenler 14.07.2023 زعيم قبائل التركمان في سوريا
         

Suriyeli Türkmenler 14.07.2023 التركمان في بلاد الشام
        التركمان في بلاد الشام

Suriyeli Türkmenler 27.01.2023 نحن شعب نتقدم باتجاه الموت من أجل الحياة
       

Suriyeli Türkmenler 21.01.2023 حب الوطن عطاء لا ينضب
               

Suriyeli Türkmenler 16.01.2023 أصل كلمة التركمان
        أصل كلمة التركمان  

Suriyeli Türkmenler 16.01.2023 Bir Annenin Sözleri : Üzerimdeki Abayamı yırttım kızımın yerine kendimi teklif ettim ve iki Şebbiha tecavüz kocamın gözü önünde etti.!!
                Bir Annenin Sözleri : Üzerimdeki Abayamı yırttım kızımın yerine kendimi teklif ettim ve iki Şebbiha tecavüz kocamın gözü önünde etti.!!  

Suriyeli Türkmenler 06.12.2022 !حرّاس ثغور الاقصى …تركمان فلسطين
               

Suriyeli Türkmenler 01.12.2022 Сирийские Tуркмены. Вчера, сегодня, завтра,
            Сирийские Tуркмены. Вчера, сегодня, зав

Suriyeli Türkmenler 11.10.2022 علاقة اللغة التركمانية باللغة التركية
                علاقة اللغة الت

Suriyeli Türkmenler 22.04.2022 Ərəb portalları Azərbaycanın unudulmuş mayakları barədə məqalə yayımlayıb
              Ərəb portalları Azərbaycanın unudulmuş mayakları barədə məqalə yayımlayıb   Qahirə, 21 aprel,&nbs

Suriyeli Türkmenler 22.04.2022 منارات أذربيجان المنسية التي تضيء شواطئ بحرخزر
              منارات أذربيجان ال

Suriyeli Türkmenler 15.03.2022 Suriye Halkının Onur ve Özgürlük Devrimi 11. Yılına Girdi
               

Suriyeli Türkmenler 19.02.2022 الرئيس التركماني بيردي محمدوف يعلن بأنه سيتنحى ع&#
            أمر رئيس تركمانستان قربان قو

Suriyeli Türkmenler 19.02.2022 وكالة أذرتاج الحكومية الأذربيجانية تنشر مقالة
                وكالة أذرتاج الحكومية ا&#

Suriyeli Türkmenler 16.02.2022 أذربيجان تحقق المشاريع الذكية في إعادة إعمار
              "أذربيجا

Suriyeli Türkmenler 11.02.2022 تركمـان العراق مأساة الاضطهاد فـي ظـل حكـم حـزب ا&
                       

Suriyeli Türkmenler 03.02.2022 محمد أمين رسول زاده ....العلم الذي رفرف مرة واحدة
              محمد أمين رسول

Suriyeli Türkmenler 10.01.2022 تركمانستان بلاد العشق..«بوابة الجحيم-إشعاع قره قوم
            تركمانستان بلاد الع&

Suriyeli Türkmenler 08.01.2022 Suriye’de Türk {Türkmen } Gerçeği Bin Yılı Aşkın Sürmekte Kesintisiz
        Suriye’de Türk {Türkmen } Gerçeği Bin Yılı Aşkın Sürmekte Kesintisiz   Dr. Muhtar Fatih BEYDİLİ    

Suriyeli Türkmenler 07.01.2022 دروس والعبر من الاحتجاجات الشعبية في كازاخستان
                 

Suriyeli Türkmenler 27.12.2021 مجازر التي إرتكبها مسيحيي الأرمن ضد المسلمين في ا&
                  م&#

Suriyeli Türkmenler 08.12.2021 Siriya Türkmenleri
              SIRIÝA ТÜRKМЕNLЕRI Dr.Muhtar Fatih BEYDİLİ .

Suriyeli Türkmenler 11.11.2021 أذربيجان – لؤلوة القوقاز تحتفي بالذكرى الثلاثين ل&
      أذربيجان – لؤلوة القوقاز تحتفي بالذكرى الثلاثين لإع&

Suriyeli Türkmenler 07.10.2021 السادس أكتوبر ذكرى يوم الحداد الوطني التركماني
 السادس من أكتوبر ذكرى يوم الحداد الوطني التركماني في جمهورية تركمانستا

Suriyeli Türkmenler 27.09.2021 السابع والعشرين من سبتمبر اليوم الأول لتاريخ انت&#
           

Suriyeli Türkmenler 21.09.2021 Eskiden Türk Dendiği Zaman Zihinlerde Sadece Türkiye’de Yaşayanlar Vardı
                      Eskiden Türk Dendiği Zaman Zihinlerde Sa

Suriyeli Türkmenler 31.08.2021 30 Ağustos Zafer Bayramı
               

Suriyeli Türkmenler 31.08.2021 Туркмены жители оазиса Средней Азии-Сирийские
Туркмены жители оазиса Средней Азии-Сирийские туркмены

Suriyeli Türkmenler 24.06.2021 الزعيم الأذربيجاني الراحل الرئيس أبو الفضل إلجي &#
             

Suriyeli Türkmenler 19.06.2021 الأهمية الاستراتيجية لممر زانغازور بين أذربيجا
                        ال

Suriyeli Türkmenler 18.06.2021 أهمية“إعلان شوشة”وعودة تركيا إلى القوقازبعد 100عام
أهمية“إعلان شوشة”وعودة تركيا إلى منطقة القوقاز من جديد بعد 100 عام؟

Suriyeli Türkmenler 06.05.2021 عادات وتقاليد الزواج الاعراس لدى تركمان الباير
      عادات وتقاليد الزواج الاعراس لدى تركمان الباير والبوج

Suriyeli Türkmenler 04.05.2021 التركمان ... احفاد اوغوزخان من التعريب والتهميش وا 
          التركمان ... احفاد اوغوزخان من التعريب  

Suriyeli Türkmenler 17.04.2021 عيون الزمان لمـن سكـن الجولان مــــــن عشــائــ
كتاب عيون الزمان لمـن سكـن الجولان مــــــن عشــائـــر التــ&#

Suriyeli Türkmenler 13.04.2021 397 NUMARALI HALEB LİVÂSI MUFASSAL TAHRÎR DEFTERİ ( 943 / 1536 )
     T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ  Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı  397 NUMARALI HALEB LİVÂSI MUFASSAL TAHRÎR DEFTERİ ( 943 / 1536 )  

Suriyeli Türkmenler 03.04.2021 SURİYA TÜRKMƏNLƏRI CAN AZERBAYCANLA BİRLƏŞDİRƏN NƏDİR?
SURİYA TÜRKMƏNLƏRI CAN AZERBAYCANLA BİRLƏŞDİRƏN NƏDİR? Yazan:Dr.Muxtar Fatih BEYDİLİ. Türkmən Həkimləri Dərnəyinin sədri     Tü

Suriyeli Türkmenler 06.03.2021 GÖÇMEN SURİYE TÜRKMENLERİ
GÖÇMEN SURİYE TÜRKMENLERİ 7. ve 8. yy’dan beri Fırat ve Dicle’ye indikleri, Mezopotamya ve Anadolu’dan Suriye’ye göçtükleri, 9. ve 11. yy.dan bu yana Suriye coğrafyasında yaşadıkları bilinen 2010’teki tahminlere göre, Suriye nüfusu yaklaş

Suriyeli Türkmenler 19.02.2021 ثمن الحرية صار أغلى والجيل الحالي أكثر شجاعة
ثورة سوريا في عامها العاشر..تحول المشهد من طلب السوريين ل

Suriyeli Türkmenler 04.02.2021 ناغورني قره باغ بؤرة ساخنة عرضة للانفجار في أي وقت
  صراع لم يحسم هل سنرى جولات اخرى للمعارك في المستقبل؟

Suriyeli Türkmenler 03.02.2021 ملحمة بوزقورت (الذئب الأغبر ) الاسطورية للأتراك
ملحمة بوزقورت (الذئب الأغبر ) الاسطورية للأتراك

Suriyeli Türkmenler 03.02.2021 بالتصفيق الحار..ذهبت أنغيلا ميركل حزينا
  ذهبت ميركل حزينًا ... بقلم الدكتور مختار فاتح بي

Suriyeli Türkmenler 29.01.2021 ابطال تم نسيانهم ولم تُذكر أسماؤهم يريك فاطمة
    ابطالنا الذين تم نسيانهم &#

Suriyeli Türkmenler 25.01.2021 صدر العدد الجديد من مجلة الاخاء/قارداشلق
  صدر العدد الجديد من مجلة الاخاء/قارداشلق التي تصدر عن نادي ا

Suriyeli Türkmenler 22.01.2021 انتهى النزاع طويل الأمد بين الاشقاء في أذربيجان و&
    انتهى النزاع طويل الأمد بين الاشقاء في أذربيجان وتركمانس

Suriyeli Türkmenler 20.01.2021 مأساة «20 يناير الأسود» هي صفحة المجد والشجاعة
مأساة «20 يناير الأسود» هي صفحة المجد والشجاعة في تاريخ أتراك أذ