

Hocalı Katliamı YOK BÖYLE BİR VAHŞET! ÇOCUĞUN DERİSİNİ SOYDULAR
Şubat ayı denince aklımıza ilk gelen olay Hocalı katliamıdır. Şubat ayı insanlık tarihinin kan ve vahşetle dolu ayıdır bizlerin hafızasında. Yıllar halen de o acıyı söküp atamadı kalbimizden. Hocalı katliamı dün yaşanmış acı gibi kazındı kalbimizin başköşesine. Hocalı katliamı dehşeti ve vahşeti ile o kadar acıdır ki, asla unutulacak ve hafızalarımızdan kazınacak gibi değildir. Olay XX. Yüzyılın soykırımı ve kara tablosu olarak tarihe geçmiştir. Hocalı`da Azerbaycan Türklerine karşı Ermeni mezalimleri tarafından işlenmiş bir insanlık vahşeti yaşanmıştır. Bu vahşeti yapanlar ise cezalandırılacakları yerde, üstüne üstelik Ermenistan yönetimi tarafından “gazi” ve “kahraman” olarak ödüllendirilmiş, makam ve yetki sahibi olmuşlardır.
Hamile kadınların karnını yırtarak karnından doğmamış bebeğiniA çıkartıp katleden, çocuklara tecavüz edip, canlı canlı derilerini soyanlara kahraman adının ve halkı temsil etme yetkisinin verildiği yakın tarihimizde bu tarz olayların yaşanması, dehşet vericidir. Uygar ve medeni dünyada yaşanan bu Ermeni vahşetini gözardı edenler de var, görmezden gelenler de var. Bu katliama dünyanın ve insanlığın duyarsız kalması ise insanı daha da kahrediyor.
Bundan 27 yıl önce Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesi verdiği bir dönemde Ermeni ve Rus güçlerinin saldırdığı Hocalı´da 106´sı kadın, 83´ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azeri katledildi. Ermeni çeteleri Hocalı´ya girdikten sonra o kadar korkunç işkenceler yaptılar ki kelimeler yetmez... Derisi yüzülen çocuklar, karnı deşilen kadınlar...
NEDEN HOCALI!

Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşımaktaydı. Hocalı Kasabası Hankendi ve Ağdam´ı bağlayan yolun üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı için üs konumundaydı. Human Rights Watch´ın raporuna göre Hocalı kasabası Hankendi´ni top ateşine tutan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni kuvvetler tarafından top ateşine tutulmaktaydı.
RUS/ERMENİ ORTAK VAHŞETİ

Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat´ta bağlayan gecede bölgedeki Rus 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70´den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da insanlık dışı işkencelere maruz kaldığı tespit edilmiştir.
"Dünya tarihinde görülmemiş vahşet" Ermenilerin soykırımı, Rusya´nın Ermenistan´daki güçleri eşliğinde gerçekleştirdiğini savunan Zamanov, şöyle devam etti: "Hocalı şehrine girerek orada yüzlerce Azerbaycanlıyı katlederek dünya tarihinde görülmemiş vahşet yapmışlardı. Bugün bile Dağlık Karabağ´da yani Ermenistan topraklarında Hocalı Katliamı sırasında esir alınmış Azerbaycanlılar var. Senetlere göre Ermenilerin Hocalı Soykırımı´nda götürdükleri Azerbaycanlıları hala alamamışız. Kızılhaç Örgütü ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla ne kadar uğraşsak da Ermeni vahşiliğinin kurbanı olmuş bu esirleri onların elinden kurtaramadık."
YOK BÖYLE BİR VAHŞET! ÇOCUĞUN DERİSİNİ SOYDULAR

Karabağ hareketi içerisindeki önemli isimlerden biri olan Zori Balayan ise Ruhumuzun Canlanması adlı kitabında o dönemde Azerbaycan Türklerine karşı işlenmiş olan soykırım suçundan şöyle bahsetmektedir:
"Biz arkadaşımız Haçatur´la ele geçirdiğimiz eve girerken askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğunun bağırış çağırışları çok duyulmasın diye, Haçatur çocuğun annesinin kesilmiş memesini çocuğun ağzına soktu. Daha sonra bu 13 yaşındaki Türk´e onların atalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Başından, sinesinden ve karnından derisini soydum. Saate baktım, Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından öldü. İlk mesleğim hekimlik olduğuna göre hümanist idim, bunun için de Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı kendimi rahatsız hissetmedim. Ama ruhum halkımın yüzde birinin bile intikamını aldığım için sevinçten gururlanırdı. Haçatur daha sonra ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradı ve bu Türkle aynı kökten olan köpeklere attı. Akşam aynı şeyi üç Türk çocuğuna daha yaptık. Ben bir Ermeni vatansever olarak görevimi yerine getirdim. Haçatur da çok terlemişti, ama ben onun gözlerinde ve diğer askerlerimizin gözlerinde intikam ve güçlü hümanizmin mücadelesini gördüm. Ertesi gün biz kiliseye giderek 1915´te ölenlerimiz ve ruhumuzun dün gördüğü kirden temizlenmesi için dua ettik. Ancak biz Hocalı´yı ve vatanımızın bir parçasını işgal eden 30 bin kişilik pislikten temizlemeyi başardık"
Bu anlatılanlara dikkat edin. Bunlar katliamdan sağ kurtulan mağdurların tanıklıkları değil, vahşeti bizzat yapan Ermenilerin, katliamı nasıl yaptıklarını anlatmalarıdır. Ama katliamı yapan Ermeni Hıristiyanlar olunca sözde medeni ülkeler buna göz yumarak üstünü örtüler. Sadece cılız bir kaç raporda ve söylemde yapılanların bir katliam olduğu kabul edildi.
Uluslararası hukuk ve adaletin ise yazılı, görsel ve canlı şahitleri olan, işlenmiş ve işlendiği kanıtlanan bu katliamın faillerini cezalandırması ve adaletin temin edilmesini sağlaması adına Ermenistan yönetimine baskı ve yaptırımlar uygulaması gerekmektedir. Bu günkü Ermenistan yönetiminin işgal ettikleri Azerbaycan topraklarını boşaltmadan ve Hocalı soykırım suçlularını adalet karşısına çıkarıp yargılamadan demokrasi, insan hakları, barış, insanlık, adalet ve diğer ümde değerlerden bahsetmeleri sizce doğru mudur?
Bu, aynı zamanda Ermenistan halkı ve Ermeni tarihi için de kanlı bir utanç sayfasıdır. Bu utanç sayfasını temizlemenin sizce zamanı gelmedi mi?
Hocalı, Karabağ, Azerbaycan, tarih ve ilahi adalet, bu sorulara cevap vermenizi bekliyor.
https://www.youtube.com/watch?v=LL2-GqQZK1E
|