06.03.2021 - GÖÇMEN SURİYE TÜRKMENLERİ |
GÖÇMEN SURİYE TÜRKMENLERİ
7. ve 8. yy’dan beri Fırat ve Dicle’ye indikleri, Mezopotamya ve Anadolu’dan Suriye’ye göçtükleri, 9. ve 11. yy.dan bu yana Suriye coğrafyasında yaşadıkları bilinen 2010’teki tahminlere göre, Suriye nüfusu yaklaşık 23 milyon kişi Suriye Türkmenleri, nüfusun yaklaşık %15 ’lik bölümünü oluştururlar. Suriye Türkmenleri, ilk yerleşimlerinde göçebe olarak kalmışlarsa da sonradan yerleşik düzene geçmişlerdi. Bugün Suriye’de yaklaşık 3,5 milyon Türk yaşamaktadır. Bu konuda kesin bir rakam bulunmamaktadır. Suriye’de yaşayan Türklerin azınlık hakları olmadığı için nüfus sayımlarında milliyetleri ile sayılmamaktadırlar. Gündelik hayatta Türkmen olarak anılmaktalar. Ön Asya’ya Türk göçlerinin başlangıç tarihi çok kesin bilinmemektedir. Tarihi olarak; Türklerin Ortadoğu’da varlığı 8. Asrın ilk yıllarından sonra; 865 de Mısır’da Tolunoğlu Beyliğinden başlayarak I. Dünya Savaşı sonuna kadar süren kesintisiz bir süreçtir.1243 Kösedağ bozgunu sonrasında 40.000 çadırlık Türkmen boyu Anadolu’dan Suriye’nin muhtelif yerlerine göç etmiştir.1516 yılında Mercidabık’da Memluk sultanını yenen Yavuz Sultan Selim Han, Suriye ve tüm İslam coğrafyasında Osmanlı Türkleri’nin hakimiyet dönemini başlatmıştır. Suriye, Osmanlı hakimiyetine girdiği 1516 yılından 1918 yılına kadar 400 seneden fazla bir zaman kuzeyde Halep ve güneyde Şam olmak üzere, merkeze bağlı iki vilayet halinde idare edilmiştir. Bu iki vilayetten Şam, esas itibariyle Arap nüfusunun iskân sahası olurken, Halep vilayeti nüfus bakımından çoğunlukla Türk vilayeti durumunda idi. Kahramanmaraş, Gaziantep, İskenderun, Antakya, Şanlıurfa ve Rakka, Halep vilayetinin sancakları idi. 1918 yılında Türk kuvvetlerinin Halep’in kuzeyine çekilmesini takip eden hadiseler ve 1950 yılında Fransızlar ile yapılan hudut anlaşması Halep vilayetini ikiye böler şekilde oldu. Anadolu ve Suriye’deki Türk Devletlerinin hakimiyetleri, doğudan gelen Moğollar ve batıdan gelen Haçlı orduları ile zayıfladığı dönemlerde; Anadolu’dan Suriye’ye, bazen de Suriye’den Anadolu’ya devamlı Türkmen göçleri olmuştur. SURİYE’NİN ETNİK VE KÜLTÜREL YAPISI1920–1946 yılları arasında Fransız manda yönetiminin egemenliğinde kalan Suriye’de, Fransızların politikaları sonucu etnik ve dini farklılıklar teşvik edildi. 1946 yılında Fransızların tamamen çekilmesiyle kurulan Bağımsız Suriye Devleti ise etnik ve dini farklılıklar ve Batılı devletlerin dış müdahaleleri sonucu uzun süre istikrarlı bir siyasi irade oluşturmayı başaramadı. Toplumsal çatışma ve siyasi kaos da ters tepki olarak etnik ayrımcılığı ve alt kültürleri harekete geçirdi. 21.yy’da Suriye halkı, kültürel olarak önemli ölçüde homojen olmakla birlikte etnik ve dini kimlik açısından büyük bir çeşitlilik sergilemekteydi. 2004’teki tahminlere göre, Suriye nüfusu yaklaşık 18.016.874 kişiydi 2010’teki tahminlere göre, Suriye nüfusu yaklaşık 23 milyon kişi . Araplar, nüfusun %80’ını oluşturan baskın etnik kimliktir. Ülkenin resmi dili Arapçadır, eğitimde sadece Arapça kullanılır ve nüfusun %82,5’i Arapça konuşur. Ülkede Arapça dışında kendi etnik dillerini konuşan farklı toplumsal gruplar da vardır. Genellikle Sünni Müslümanların dili Türkçe Türkmençe, Kürtçe, Kafkas dilleri, Hıristiyanların Ermenice, Aramice, Süryanice ve Yahudilerin de İbranicedir. Dini bakımdan %86 ağırlığı olan Müslümanlar, %74 Sünni %12 Şii olarak ayrılırlar. Hristiyanların oranı %10, Dürzîlerin ise %3 tür. Geriye kalan %1’lik kısmı Yahudi, Yezidi, İsmaili ve Caferi gibi azınlık gruplar oluşturmaktadır. SURİYE’YE YERLEŞEN OĞUZ BOYLARIBozoklar: Bozoklar Amik Ovasından itibaren doğuya doğru Halep bölgesinde ve buradan da Asi ırmağı vadisi boyunca Şam bölgesine kadar yaygındır. Bozoklu Türkmenler içinde en mühimleri Bayat, Afşar, Beğdili ve Döğer Boyuna mensup olan oymaklar yer almaktaydı. Üçoklar: Üçoklar ise Amik Ovasından güneye doğru Lazkiye ve Trablusşam istikametinde Ensariye Dağlarının batısında meskûn idiler. Bunların en meşhurları Yüreğir, Yıva, Kınık, Bayındır, Salur ve Eymür boylarına bağlı oymaklardır. Kaynaklarda Suriye’nin kuzeyinde oturan Türkmenlere “Halepli Türkmenler” güneyinde oturanlarına ise “Şamlı Türkmenler” denmektedir. Rakka bölgesindeki Türkmenler de ağır ağır göç ederek, Azez, el-Bab, Münbiç, Cerablus, Çobanbey ve Gaziantep’in güneyinde oturan diğer Türkmenlerin yanına yerleştiler. Bu şekilde devam eden hareket neticesinde XIX. yüzyılda Rakka bölgesi, yerleştirilen Türkmenlerin terk ettiği bir saha durumuna geldi. TÜRKMENLERİN BUGÜNKÜ YERLEŞİM BİRİMLERİHer ne kadar söylediğimiz üzere, 1939’da Hatay Türkiye’ye dahil olmuşsa da Suriye’de bilhassa Hatay vilayeti ile Gaziantep vilayetimizin Suriye’ye komşu olan bölgelerinde kesiksiz olarak yüzlerce Türk köyü Suriye tarafında kalmıştır. Bunlardan 1. grubun Bayır ve Bucak Türkmenleridir. Bugün Lazkiye vilayetine bağlı olan Bayır-Bucak bölgesi çoğunlukla Türk köyleri bulunur. Bu köyler isimlerinden de anlaşıldığı üzere, eski Türk köyleri olmalarına rağmen Fransız idaresi döneminde Ermenilerin adı geçen köylere yerleştirildikleri anlaşılıyor. Aslında, bölge, Güney-Doğu Anadolu ile birlikte değerlendirilmelidir. Etnik yapı, yaşayış biçimi, maddi ve manevi kültür unsurları, inanç dokusu, coğrafi özellikler olarak bölgenin kuzeyi ile güneyi arasında hiçbir fark yoktur. Bölgeyi ikiye bölen bugünkü hudutlar sunidir. Bayır-Bucak Bölgesi ve Lazkiye: Hatay’ın hemen güneyinde, 54 köy, 2 nahiye ve Lazkiye’de iki mahalle. Bu köylerin arasında Arap köyü yoktur. Ayrıca Türkiye ile de aralarında Arap köyü yoktur. Bu bölge, Suriye yönetimini elinde tutan Nusayriler için çok önemlidir. Halep ve Çevresi: Halep şehir merkezi ve çevresindeki kaza ve köylerde Türk nüfusu çok yoğundur. Bu bölge; Gaziantep ve Şanlıurfa’nın her türlü özelliklerini taşır. Türk, Kürt, Sünni Arap ve şehir merkezlerinde yerleşik Türkiyeli Ermenilerden oluşan bölgede hâkim unsur Türklerdir. El Cezira bölgesinde Arap yoğunluğu daha fazladır. Hama-Humus ve Çevresi: Özellikle köylerde Türkler yaşamaktadır. Şam ve Çevresi: Osmanlı döneminden kalan büyük toprak sahipleri ve zengin tüccar, Türk aileler yaşar. Ayrıca 1967 savaşı sonrasında Golan tepelerinden çok sayıda Türk Şam’a göçmüştür. Şam çevresinde Havran bölgesinde de Türklerin yaşadığı bilinmektedir. Kuneytra ve Golan Tepeleri: Osmanlı Döneminde, Filistin ve Şam gibi iki büyük Arap merkezi arasındaki en stratejik bölgeye, Bayır-Bucak’ta olduğu gibi Türkler yerleştirilmiştir. Burası, en son 1877 yılında Kafkasya’dan olmak üzere, devamlı olarak Türk göçleri ile desteklenmiştir. KAYNAKÇA
|
BLOG